Zonguldak Lavuar Alanı’nın 3 bin 761 metrekarelik bölümü, 78 milyon TL bedelle Emlak Konut tarafından satışa çıkartıldı.
7 bin 93 metrekarelik alan ise, 145 milyon lira bedelle satışa çıktı.
Emlak Konut, Zonguldak’ın kalbindeki 10 bin 854 metrekarelik alanı, toplam 223 milyon lira bedelle satacak!
22 Nisan 2025 Salı günü açık artırmayla satılacak bu alanın bir bölümüne; 2 katlı, açık, Viaport benzeri içinde 173 dükkanın olacağı iş merkezi düşünülüyordu. Bu alana yapılacak işyerlerinde öncelik, yıkılan Fevkani Köprü altında faaliyet gösteren esnafa verilecekti.
Zonguldak Belediyesi eski Başkanı Ömer Selim Alan’ın böyle bir düşüncesi vardı.
Seçimi, CHP kazandı!
Zonguldak, bu kadar değerli arsayı kaybetti!
Bu arsaları biri alır, büyük bir rant kazanır!
Olması gereken, bu arsaları Zonguldak Belediyesi’nin alması ve kamu yararına kullanması!
Bir yılda borcunu 400 milyon lira artıran Zonguldak Belediyesi için 223 milyon lira para değil!
Ancak Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’de böyle bir vizyon yok!
Tahsin Erdem, yolsuzluk iddiasıyla tutuklanan ve görevden alınan İstanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ayırdığı vakit kadar Zonguldak’a ayırsa, kentin bazı sorunları çözülebilirdi!
Tahsin Erdem, milletvekilliği hayali kurduğu için Zonguldak’ın değil, CHP'nin ve Ekrem İmamoğlu’nun sorunlarıyla ilgileniyor!
Oysa, Zonguldak’ın, Ekrem İmamoğlu’ndan daha önemli sorunları var!

Silah ruhsatıyla turizm!

Kadıoğlu Mozaikleri, Zonguldak-Çaycuma-Kadıoğlu Köyü, Çobanhasanlar Mahallesi'nde, 2008-2011 yılları arasında Ereğli Müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarıldı.
Kalıntıların, MS 3'üncü yüzyıldaki bir çiftlik evine (Villa Rustica) ait olduğu tahmin ediliyor. Kalıntılar, Kadıoğlu Köyü yoluna 15 metre uzakta ve yol kodundan 7 metre aşağıda. 
Alanda; etrafı işlemelerle süslü, üzüm salkımı tutan kadını hançerle öldürmek isteyen bir erkek figürünün yer aldığı mozaik taban döşemesi ile birlikte, MS 253-260 Roma dönemine ait olduğu tespit edilen Valerianus sikkesi, tarihi bina kalıntıları ve işlemeli çömlek parçaları bulunuyor.
Bu kısa bilgiyi verdikten sonra, bu tarihin 15 yıldır neden turizme açılmadığına aklım ermiyor!
Her fırsatta, Zonguldak’ın taşkömürüne bağımlı olmaktan kurtarılması gerektiğini söyleyen siyasetçiler ve bürokratlar, bu konuda neden adım atmaz?
Zonguldak Valisi olsam, kentteki tüm gayri resmi rantı, Kadıoğlu Mozaiklerinin gün yüzüne çıkarılmasında ve turizme açılmasında kullanırdım!
Her yıl binlerce silah ruhsatı veriliyor ve yenileniyor!
Ve bu kişilerden zorunlu bağış alınıyor!
Nereye gidiyor bu paralar?
Sadece silah ruhsatlarından 15 yılda alınan zorunlu bağışlarla Kadıoğlu Mozaikleri, tarihin ve turizmin hizmetine sunulabilirdi!
İşadamlarına, spor kulüplerine bağış yapmaları için kurulan baskı, Kadıoğlu Mozaikleri için kurulsa, şu anda bölgeye sadece bu mozaikler için binlerce yerli ve yabancı turist gelirdi!
Ama biz, enerjimizi günlük işlere harcıyoruz!
Ya kardeşim, senin bölgende Yurtbay Seramik ve Çanakcılar Seramik gibi iki dev yok mu?
Çağır, Yurtbay Seramik ve Çanakcılar Seramik’i, dünyaya tanıtsınlar Kadıoğlu Mozaiklerini...

Üç harfli otomobil!

Belediye başkanlarından birine lüks marka bir otomobil hediye edilmiş!
Belediyeye değil, başkana!
Yöntemi karanlık olsa da rengi beyazmış!
Araç, başkanın üzerine olmayabilir!
Daha önce sütten ağzı yanmıştı!
Aracı, oğlunun üzerine yapmış olabilir!
Gerçi, oğlu da süt dolu kaynar kazana düşmüştü ama neyse!
Lafı uzattığımı biliyorum...
Ama kelimeleri parke gibi düzenli döşemek istiyorum!
Sonra usulsüzlük iddiası olmasın!
Az kelime ile çok parke döşemiş gibi olmasın!
İhaleye fesat, yazıya hile karışmasın!
Otomobili hediye eden kişi, üç harfli!
Otomobilin markası, üç harfli!
Hadi alayım tahminleri!

Çiğdem ne diyor?

Zonguldak’ta bir güzellik merkezi, bir plastik cerrahı ile sorun yaşamış!
Aralarında bir alacak-verecek meselesi olmuş!
Doktoru icraya vermişler!
Gazetecileri hacze göndermişler!
Güzellik merkezinin adı-sanı yok!
El altından basına haber uçuruyorlar!
Doktora yükleniyorlar!
Oysa güzellik merkezinin sahibi hanım, elinde belgelerle basının karşısına çıkıp konuşsa, daha uygun olurdu!
Doktor, yazılanların doğru olmadığını iddia ediyor!
Çiğdem ne diyor?

Fransız Mahallesi!

Fransız Mahallesi’ndeki çapsız çocuk, ilk aşkını en yakın arkadaşına kaptırmasına rağmen akıllanmamış!
İlk sevgili, beklediği evlilik teklifi gelmeyince, sevgilisinin en yakın arkadaşı ile evlenmiş!
Yaman çocuk, gidip hemen başka bir sevgili  yapmış!
İlk sevgilisinin eşinden ayrıldığını duyunca, zafer çığlıkları atmış!
Hemen yeni sevgilisini bırakmış, eski sevgilisine koşmuş!
Zamanında yediği hurmaları unutmayan güzel, genç ve dul kadın, hemen uzaklaşmış!
Yeni sevgili, eski sevgili yüzünden terk edildiğini anlayınca, sevgilisinin en yakın arkadaşıyla görüşmeye başlamış!
Yiğitliğine gölge düşürmek istemeyen kahramanımız, hiç bir şey olmamış gibi yapıyor!
Ama olsun!
Daha başka arkadaşları da var!
Yine sevgili yapar!
Bir süre takılır!
O sevgili de arkadaşına gider!
Bildiğin, Kaybedenler Kulübü!
Fransız Mahallesi’nden haberler şimdilik bu kadar!