Zonguldak’ta yıllardır süren bir hafriyat alanı sorunu var!
Bir uyanık girişimci, defterlerini tutan muhasebeci Tahsin Erdem "Zonguldak Belediye Başkanı" olunca, annesinin mahalle ortasındaki arsasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürlüğü’nden aldığı onayla "hafriyat döküm alanı" yaptı!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürü Hasan Öztürk, "Zonguldaklı" olmadığı için bu onayı verdi!
Zaten tek derdi, İl Müdürlüğü koltuğunda oturmak, müdürlük maaşı almak!
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem ise, seçimde kendisine destek verdiği için bu hafriyatçıya diyet borcunu ödüyor!
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir, üyesi olan müteahhitlerin hakkını neden korumuyor?
Zonguldak İnşaat Müteahhitleri Derneği (ZİMDER) Başkanı Mecit Aydın, bir kamyon hafriyat için istenen 3 bin 500 lira için neden sesini çıkartmıyor?
Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, ortaya çıkan bu manzarayı seyrediyor!
Peki, böyle bir soyguna kimler, neden izin veriyor?
Çünkü bu yazının içinde geçen isimlerin hiçbiri "Zonguldaklı" değil!
Hafriyat döküm alanının sahibi, Trabzonlu!
İzin veren, çanak tutan, sesini çıkartmayan Hasan Öztürk, Tahsin Erdem, Metin Demir, Osman Hacıbektaşoğlu, Trabzonlu!
Mecit Aydın, Bayburtlu!
Körler, sağırlar, birbirini ağırlar!
Zonguldak, bir rant ili olmuş!
Koparanın elinde kalıyor!
Konu "hemşo" olunca; kimse, kimseye ses çıkartmıyor!
Olan, Zonguldak’a oluyor!
Madem böyle bir soygun tezgahlanıyor!
Zonguldakspor Futbol Kulübü, "tesis yapacağım" diye TTK’nın arsasına konmaya çalışacağına, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Zonguldak İl Müdürlüğü'nden bir arsa istesin!
Zonguldakspor Futbol Kulübü için bir arazi tahsis edilsin!
O alan, "hafriyat döküm sahası" ilan edilsin!
Müteahhitlerin verdiği para, bir kişinin cebine gideceğine, kentin ortak tutkusuna katkı olsun!
İlla içinde hurda olan bir arazi olmasına gerek yok!
Kötü bir arazi olabilir!
Doldurulur, sonra üstüne tesis yapılır!
Zonguldak Milli Emlak’ta yıllardır milletten avanta alarak arsa kovalayan bir tip var!
Vali Bey, onu çağırsın!
“Çabuk bana arsa bul” desin!
Bir saatte beş tane arsa bulmazsa, yazının bu satırını silerim!
Endişe etmeyin, Zonguldakspor Futbol Kulübü’nün gayri resmi başkanı da, A,Ş.’nin başkanı da Trabzonlu!
Hep beraber ayarlarsınız siz o işi!
'Kent Market' nasıl kurulacak?
Zonguldak Belediyesi, "Kent Lokantası" ve "Halk Ekmek Büfesi"nden sonra "Kent Market" uygulamasını hayata geçirecekmiş!
Görev süresinin ilk 9 ayında Zonguldak Belediyesi’nin borcunu 400 milyon lira artıran hesap uzmanı Tahsin Erdem, yeni bir şey deneyecekmiş!
"Kent Market" yapmak için para gerekiyormuş!
Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine kumanya yardımı yapmak için müteahhitlerden para isteyen Zonguldak Belediyesi, "Kent Market" için de aynı yolu izleyecekmiş!
Şimdi, imar planları iptal oldu ya!
Eski plana dönüldü ya!
Yeni imar planı için müteahhit, belediyeye gitmek zorunda ya!
Orada hemen bir "bağış" operasyonu yapılacakmış!
Toplanan paralarla "Kent Market" kurulacakmış!
Biz de "hesap uzmanı" filan deyince, yeni bir ekonomik model bulacaklar, kaynak yaratacaklar sandık!
Meğer, müteahhitlerden avanta alıp, halka dağıtacaklarmış!
Yolun kenarına çizgi çekip, ücret almaya başlayınca, otopark sorununu çözdüğünü sanan Zonguldak Belediyesi, müteahhitten aldığı avantayı halka dağıtınca, yoksulluğu bitireceğini sanıyor!
Allah, akıl-fikir versin!
Yapay zekaya “Zorla alınan bağış ile hayır işi yapılır mı?” diye sordum...
Şöyle yanıt verdi:
"Zorla alınan bağış ile hayır işi yapılır mı?" sorusu, rüşvetle ilgili soruya benzer bir etik ikilemi barındırıyor. Ancak burada "zorla alınan bağış" ifadesi, biraz daha farklı bir dinamik sunuyor. Bağış, genelde gönüllü bir eylem olarak tanımlanır; zorla alındığında ise bu, "haraç", "gasp" veya "baskı" gibi bir duruma dönüşebilir. Bu durumda, paranın hayır işinde kullanılması, onun alınış biçimindeki adaletsizliği veya ahlaksızlığı ortadan kaldırmaz.
Bir yandan, zorla alınan bir şeyin "bağış" olarak adlandırılması bile çelişkili görünüyor. Eğer bir kişi ya da grup, baskıyla bir bedel ödetiyorsa, bu artık "bağış" değil, bir tür "sömürü" veya "zorbalık" olur. Bu parayla hayır işi yapılsa dahi, o hayrın samimiyeti ve değeri sorgulanabilir. Örneğin, mağdurların haklarının ihlal edilmesiyle elde edilen bir kaynak, başka bir gruba yardım etmek için kullanıldığında, bir adaletsizlik diğerine tercih edilmiş olur. Bu, etik olarak savunulması zor bir durum yaratır.
Öte yandan, bazıları pragmatik bir yaklaşımla, "Para paradır, önemli olan nasıl kullanıldığıdır" diyebilir. Mesela, zorla alınan bir miktar, gerçekten açlık çeken insanları doyurursa, sonuç olarak bir fayda doğmuş olur. Ancak bu fayda, başlangıçtaki yanlışı temizlemez; sadece onun üstünü örter. Ayrıca, uzun vadede, zorla alma eylemi meşrulaşırsa, bu tür uygulamalar toplumda daha fazla zarara yol açabilir.
Dini bir açıdan bakarsak...
Örneğin, İslam’da, zorla alınan bir malın "helal" olmadığı ve bununla yapılan hayrın da kabul görmeyeceği yönünde genel bir görüş vardır. Benzer şekilde, evrensel etik ilkelerde, bir iyiliğin temelinde başkalarına zarar verme varsa, o iyiliğin geçerliliği tartışılır.
Sizce, bu durumda asıl mesele ne?
Zorla alınanın "bağış" sayılıp-sayılamayacağı mı yoksa o parayla yapılan hayrın geçerliliği mi?
Soysuz...
Kadının biri, kocasının aracına takip cihazı takmış, kocasını sevgilisi ile yakalamıştı!
Ortalık karışmıştı!
Adam, karısının aracına takip cihazı takabilir!
Araç; şirket aracıdır, bir yere kadar anlarız!
Adam, sevgilisinin aracına takip cihazı takabilir!
Araç; şirket aracıdır, bir yere kadar anlarız!
Adam, sevgilisi olduğu ortaya çıkınca, kendisinden ayrılan karısının aracına takip cihazı takar mı?
Ama işte bütün mesele, basenlerinin yere yakın olmasında!
Kompleks sahibi olmasında!
Kilosu ile birlikte karakterinin zayıflamasında!
"Karısı malına el koymasın" diye kendisini şirkette sigortalı işçi gösteren çapsız bir iş insanı, boşanmak için hiçbir talepte bulunmayan eşi karşısında neye uğradığını şaşırmış!
Aracına takip cihazı taktırmış!
Yetmemiş, işe gidip-gelişinde fiziki olarak takip etmiş!
Dinleme cihazı yerleştirmiş!
Allah, kimseyi şaşırtmasın!
Başkasının baharını çalanın bahçesinde çiçek açmaz!
Zonguldak, Zonguldak olalı böyle bir soysuzluk görmedi!