31 Mart 1909 tarihinde Selanik'ten gelen Hareket Ordusu meşrutiyetin muhafazası ileri sürülerek İstanbul'a girmiş ve isyancılar İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından suçlu bulundu. 31 Mart Vakası sonucunda padişah Abdülhamid tahttan indirilmiş ve böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti Osmanlı Devleti'nde daha da etkin bir konuma geldi.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimde CHP Zonguldak Belediye Başkan Adayı Tahsin Erdem büyük farkla seçimi kazandı.
Tahsin Erdem, Zonguldak Belediyesi’nin borçlarından bir bez afiş yaptırdı, belediyenin duvarına astı.
Borç afişi bir ay boyunca belediyenin duvarında asılı kaldı.
Afiş olayının üzerinden tam bir yıl geçti!
Zonguldak Belediyesi’nin bir yıl önceki borcu, 1 milyar 153 milyon 308 bin 77 lira idi.
Şimdi bu borç ne kadar oldu?
Zonguldak Belediyesi, ciddi hiçbir yatırım yapmadı!
Tasarruf edildiği söylendi!
Borç çok denildi!
Zonguldak, yerel yönetim anlamında tarihin en kötü dönemlerinden birini yaşıyor!
Şehir pislik içinde!
Kent, açık hava otoparkına dönüşmüş!
Yeni otopark alanları üretmek yerine yol kenarları ücretsiz otopark yapıldı!
Belediye ‘mafya’ya teslim oldu!
Belediye basıldı!
Başkan belediyeye giremedi!
‘Mafya’ denilen adamların istediği yer tahsis edildi!
Başkan, eşi ve çocukları, çevresinde ne kadar eş, dost, arkadaş varsa hepsini belediyeye çekilişsiz, kurasız işe aldı!
Bir yılın sonunda ortada elle tutulur tek bir icraat yok!
TOKİ tarafından yapılan sahil bandındaki boş yerlere etkinlik alanları yapılıyor!
Bu işler proje diye yutturuluyor!
Belediye Meclis Grubu toplantı yapıyor!
Belediye Başkanı Tahsin Erdem, oylama sırasında salondan kaçıyor!
Adil Bahadır, bazı meclis üyelerinin tüm sülalesiyle akraba oluyor!
Bu sırada sessiz kalan meclis üyesi, sonrasında basına açıklama yapıyor!
Tahsin Erdem, ortadan kayboluyor!
Zonguldak Belediyesi’nde bir yıldır belediyecilik oynanıyor!
Zonguldak’ta bir yıl önce 31 Mart vakası yaşandı!
Suya, otoparka, toplu taşımaya, iğneden ipliğe zam yağdı!
31 Mart, Zonguldaklıya pahalıya patladı!
Eski bayramlar!
Eski bayramları özlüyoruz.
Çünkü eski bayramlar daha basit, daha samimi, daha güzeldi.
Ailelerinin bir araya geldiği, komşuların gidip geldiği, çocukların bayram eğlenceleri ile kendilerinden geçtiği günlerdi!
İnternet yoktu!
Telefon yoktu!
Tablet yoktu!
Ama el öpme vardı!
Bayram şekeri vardı!
Bayram harçlığı vardı!
Bayramların yerini tatiller aldı!
Aileler evlerinde, çocuklar uzakta kaldı!
Az da olsa hala eski bayramları yaşatmaya çalışan aileler var!
Bayram sıcaklığını bize yaşatan dostlarımız var!
Anne elinin sıcaklığını, baba elinin varlığını anımsatan büyüklerimiz, dostlarımız var!
Annemiz, babamız öldükten sonra, köyde olmanın, bayrama katılmanın bir anlamı da kalmadı bizim için!
Harmanın orta yerinde, elleri böğründe bekleyen bir anne olmayınca!
Elinde balta, kazma, kürek, keser olmayan bir baba olmayınca!
Kocaman harman nasıl da boş kalıyor!
Harman kadar boşluk oluyor insanın yüreğinde!
Mezarın başına gidiyorsun!
Yüreğindeki boşluğu dua ile doldurmak istiyorsun!
Olmuyor, dolmuyor!