Zonguldak Merkez Çarşısı yıkıldı...

Yerine yenisi yapılacak.

Ama Gazipaşa Caddesi, milyonlarla çalkalanıyor!

Meğer, bu konuda Zonguldak Belediye Başkanlığı makamında bir toplantı yapılmış!

Toplantıda, İmar Komisyonu üyeleri de var!

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Merkez Çarşısı heyetine diyor ki:

“Belediyeye 30 milyon lira bağış yapacaksınız. Bir de binanın altında bize bir kat otopark yapacaksınız.”

Merkez Çarşısı heyeti, proje dışına çıkamayacaklarını belirterek, teklifi kabul etmiyor.

Tahsin Erdem, hesap uzmanı!

Hemen filmi değiştiriyor!

“O zaman, Zonguldak Belediyesi’ne 150 milyon lira bağışlarsınız, inşaata öyle başlarsınız!”

Merkez Çarşısı heyeti, 150 milyonu duyunca, masadan kalkıyor.

Pusula, olayı biraz araştırınca, Merkez Çarşısı heyetinin, Dr. Ömer Selim Alan döneminde de CHP heyetiyle bir araya geldiği bilgisine ulaşıyor.

Merkez Çarşısı heyeti, o zaman Dr. Atınç Kayınova ile görüşüyor!

Kayınova, projeye "evet" demek için şartını söylüyor!

Merkez Çarşısı yönetimi, “Keşke o zaman Dr. Atınç Kayınova’nın istediğini verseydik” diyor!

Özetle, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, 9 kat imarlı Merkez Çarşısı ruhsatı için "bağış" olarak 150 milyon lira istemiş!

Projenin gerçekleşmesi için orada belediyeye ait bir arsa var!

540 metrekarelik o arsa, 22,5 milyon lira ediyor!

Bakalım, işin sonu nereye varacak?

Ömer Selim Alan, sahili peşkeş çekti!

Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in bir aylık görev süresinde yaptıklarını, Dr. Ömer Selim Alan yapmış olsaydı, ne olurdu?

Manşetleri hayal edebiliyor musunuz?

“Ömer Selim Alan, müteahhitten 150 milyon lira istedi!”

“Ömer Selim Alan, önce rakı içti, sonra maça gitti!”

“Ömer Selim Alan, özel halk otobüslerini Akın Kavi’ye peşkeş çekecek!”

“Ömer Selim Alan, eski başkana saldıran işçiyi ödüllendirdi!”

“Ömer Selim Alan, Zonguldak maçı yerine Beşiktaş maçına gitti!”

“Ömer Selim Alan, sahili peşkeş çekti! Genç kadına büfe dikti! Kim bu Gizem?”

Demek ki, mesele Zonguldak değilmiş!

Demek ki, mesele belediye değilmiş!

Demek ki, mesele siyaset değilmiş!

Demek ki, mesele rantmış!

Rantın kendi tarafına geçmesiymiş!

‘Yapma rakı’nın etkileri!

Zonguldak Belediyesi'nin, TOKİ’ye "Sahil Projesi"ni yaptırdığı günleri hatırlıyor musunuz?

O günlerde bu proje içinde Özsüt’e yer verileceğini yazan gazeteciler vardı!

Her gün ısrarla aynı yalanı yazdılar!

O dönem "AK Parti Zonguldak Milletvekili" olan Hamdi Uçar’a bu durumu sordum...

“Konusu bile geçmedi” dedi. 

Proje bitti...

Özsüt, proje içinde yoktu.

O gün bu yalanı yazanlar, bugün sahile konulan büfeyi yazmıyorlar!

Sonra çıkıp, Zonguldak’ta gazeteciliği sorguluyorlar!

Bir de "yapma rakı" içenler var!

Bunlar "yapma rakı"nın yan tesirleri!

Vergisini ödeyip içseler, böyle olmayacak!

Gece başka bir ruh haline, gündüz başka bir ruh haline bürünüyorlar!

Bunların küçük yerlerde yaşayanları, daha tehlikeli oluyor!

Akşam yazıp, sabah siliyor!

"Yapma rakı"yı fazla kaçırınca, intihara girişiyor!

Bir yudum gerçek rakı içince ayılıyor!

Rakı parasını AK Partililerden alıyor!

Sarhoş olunca, AK Parti’ye sövüyor!

Kıssadan Hisse: Göğsü kınalı serçe...

Hikaye bu ya... Köyün birinde karnı kınalı bir serçecik varmış. Bu serçe; yağmur yağdığı, gök gürlediği zaman ayaklarını gökyüzüne doğru kaldırır, kanatlarını çırpar, sonra da, ”Yüreğimden kırk kantar yağ eridi” dermiş.

Etraftakiler de serçenin bu hareketine bir mana veremez fakat anlamaya da çalışmazlarmış. Bu olay bir-iki kez daha tekrarlandıktan sonra bir gün dayanamayarak sormuşlar:

“Yahu serçecik... Yağmur yağdığı, gök gürlediği zaman, sen, ayaklarını gökyüzüne kaldırıyor, kanatlarını çırpıyor ve 'yüreğimden kırk kantar yağ eridi' diyorsun. Bunun anlamı nedir?"

Serçe, “Ben, sizi o kadar çok seviyorum ki; yağmur yağdığı, gök gürlediği zaman korkuyorum ve üzerinize 'gök devrilmesin" diye, ayaklarımla destek oluyorum“ demiş.

İnsanlar, hayretlerini saklayarak, “Peki, bir de ‘yüreğimden kırk kantar yağ eridi’ diyorsun. Sen kaç kantarsın ki, yüreğinden kırk kantar yağ eriyecek?" deyince, minik serçe, "Herkesin yüreği ve kantarı kendine göredir" diye cevap vermiş. (Alıntı)