Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanlığı'nın etkinliğinde eşinden dayak yiyen bir kadının çaresizliği canlandırıldı. BKM'de yapılan etkinlikte; Türkiye'de son yıllarda cinayete kurban giden kadınların fotoğrafları da yer aldı.

Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Özkaya, yapılan etkinlikte şu açıklamayı yaptı:
"Dünyanın dört bir yanında kadınlar, hem şiddete hem de buna karşı sessiz kalan sisteme 
meydan okuyor.
 Her yıl olduğu gibi bu yıl da istatistikler acı gerçekleri gözler önüne seriyor: Kadınlar 
öldürülüyor, istismar ediliyor, susturuluyor.
Bugün, yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda bir mücadele çağrısı.
 MİRABAL KARDEŞLER ;    özgürlük  ve  eşitlik mücadelesinin sembolü  onların kanıyla 
yazılan bu tarih,  bugün dünya genelinde milyonlarca kadının haykırışıyla  yankılanıyor.. 
Kadına yönelik şiddetin en önemli sebebi eşitsizliktir. Bu bir zihniyet meselesi. 
Bu konu artık Türkiye’nin gündeminden kalkmalıdır. Şiddet önlenebilir bir şeyken .
Kadınların hak mücadelesi uzun yıllardır sürüyor. Bütün dünyaya bakarsak  bir çok temel hak 
kazanımların altındaki halıların çekildiği ,yani bazı hakların alındığı dönemdeyiz.
 Herkes tepkisini kadın üzerinden dile getiriyor. . Şiddetle mücadele boyutu ayrı, toplumsal 
boyutu ayrı, hukuki boyutu ayrı yürüyor. Hangisiyle mücadele edebilelim ki”
Türkiye   Kadınların yaşam hakkının tehdit altında olduğu bir ülke,  

İstatistikler ve istatistikleri ete kemiğe büründüren hikayeler,
 kadınlar güçlendikçe kadına yönelik şiddetin, baskının artığını ortaya koyuyor.
 Ortaya konan gerçek ise buzdağının sadece görünen kısmı; şiddete maruz kalan 5 kadından 1’i 
kayıt altına alınıyor… 
 “Cumhuriyetimizin 100. yılında     ist.sözleşmesinden çıkılması ,  kadın haklarına yönelik göz ardı 
edilen yasal düzenlemeler ve mevcut tutum, 
kadınların geleceğine, en önemlisi can güvenliğine yönelik endişeleri çoğaltıyor
Kadın  Erkek eşitliğini savunarak bizler bir kadının başına gelenlerın başka bir kadının başına da
 gelmemesi için buradayız.

 “Ülke kadın ve çocuk mezarlığı olarak anılmaya, kadınlar bu ülkede her gün güvencesiz bir 
yaşamın içine itilmeye devam ediyor” 
Gülistan Doku, Narin ,Sıla bebek ,Münevver karabulut , Özgecan 
Van’da 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü gibi örnekler..
                                                                   
Bu ülkede kadınların ve çocukların kaybolması ne kadar kolaysa bulunması o kadar zor.
Demokrasinin, toplumsal barışın hüküm sürdüğü, şiddetsiz, hukuka dayalı, kimseye 
yönelik nefret söyleminin olmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Ayrımcılığın ortadan
 kalkması, eşit ve özgür bir yaşam ancak böyle mümkün.
Kadın  Erkek eşitliğine karsı çıkanlar 6284 sayılı yasaya  İSTANBUL   SÖZLEŞMESİNDEN   hukuksuzca çıkanlar ,

kadınlara karsı şiddeti kadınların çözmesi gereken sorun olarak görenler,
 hem iktidardan hem muhalefetten eşitlik mücadelesine gözlerini kapatanlardır.

Katledilmek kadınların kaderi değil. NEDEN ; 
düzenli aralıklarla niçin   öldürüldüğümüzü tartışıyoruz.?

İstanbul sözleşmesinin uygulanmadığı dönemle canılerın , katıllerın  , insan olmaktan uzak varlıkların  ,cezasızlıkla  cesaretlenmesiyle  büyüyüp okyanus  oldu.
Ve sımdı hepımızı içine almaya tek tek yok etmeye  başladı.
Türkiye kadınlar mezarlağına döndü. 
Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar evde sokakta ölüm tedirginliğiyle  yasıyor.
Hangi noktada vicdanımızı kaybettik? 
Çocuklar, masumiyetin simgesi...
 Hayvanlar, doğanın sessiz tanıkları...
 Onlar bizim korumamız altında olması gerekenlerdi. Oysa bugün, gazete manşetleriyle içimiz sızlıyor: bir çocuğun istismar edilip katledildiğini,
 
bir köpeğin sokakta hunharca öldürüldüğünü öğreniyoruz. Bu sessiz çığlıklar, aslında
 insanlığımızın karanlık yüzünü gösteriyor.
Çocukları koruyamayan bir toplum, geleceğini nasıl inşa edebilir
Sessizlik ve kayıtsızlık, bu suçların önünü açan en büyük engellerden biridir.
Devletin ve yerel yönetimlerin görevi, kadınları koruyacak gerçekçi politikalar üretmek ve bu politikaları hayata geçirmektir.
 100. yılda bu ülkenin güzel evlatlarıyla birlikte Atatürk’ün dediği muasır medeniyet seviyesine çıkacağız”
"Yorulmayacağız, susmayacağız, konuşmaya devam edeceğiz. Bu etkinlikleri bir kadına ses olana kadar devam ettireceğiz. 
Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında, kadınların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz..
Fiziksel  veya psikolojik şiddete maruz kalan , taciz veya tecavüz gibi dehşet verici olaylarla  mücadelede , hayatını  kaybeden  , sesini duyuramayan ve haksızlığa uğrayan tüm kadınlarımıza 
itfahen .
Aydınlık günler görebilmek dileğiyle…
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması gerektiğine , 
hayatlarını kaybeden  kadınları temsilen yerleştirilen ayakkabılara karanfiller bırakılarak 
anılarına saygı duruşuna davet edıyorum."

4F05339B Fa40 4Da3 Aea7 9670318C5618

Muhabir: Öznur Güneş