Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün odaya gönderdiği icra kanalı ile tahliye kararının ardından Maden Mühendisleri Odası avukatı süreci 2 ay uzattı. Tahliye kararı için İstinaf Mahkemesi'nin sonucu bekleniyor.
Çağlar Öztürk'ün açıklaması şöyle:
“Tahliye davasını daha önce biliyorsunuz kazanmıştık. Mülkün gerçek sahibi dava açınca aleyhimize ilk duruşmada tahliye kararı verildi. İşin doğrusu biz bunuda çok doğru görmedik. İlk duruşmada tahliye kararı verilmesini çok acele verilmiş bir karar olarak görüyoruz.
Alınan tahliye kararı üzerine mülk sahibi icra süreci başlattı, boşaltmamızı talep ettiler. Ve bunun üzerine yasal hakkımız olan ihtiraz sürecini kullandık, istinaf mahkemesine başvurduk.
İstinaf mahkemesine başvurduğumuz için bu süreç beklemek zorunda ve bize 60 gün süre verildi.
60 gün daha buradayız, 60 gün sonra tahliye süreci durdurulabilir mi, bu yasal bir süreç ve bunun için fazla söylenecek bir söz yok. Ne yapacağımızı yasal süreç bittiğinde konuşacağız.
60 günlük tahliye takvimi altı gün önce başladı” dedi.
MADEN İŞÇİSİ İLK ANDA DEPREM BÖLGEDİNDE OLMALIYDI
Depremle ilgili ve maden işçisinin bölgeye gönderilmesini değerlendiren Çağlar Öztürk, “Biliyorsunuz Türkiye Taşkömürü Kurumu’nunda Üretimi durdurarak tüm madencilerin deprem bölgesine sevkiyatını istemiştik.
Türkiye Taşkömürü Kurumu da bunu istemişti ancak AFAD’ın organizasyon bozukluğu nedeniyle deprem bölgelerine maden işçileri zamanında sevk edilemedi.
Maden işçileri kurtarma konusunda çok tecrübeliler ve bu işi çok iyi biliyorlar.
Madenciler müdahale etmenin yolunu, bulundukları yere göre geliştirebiliyorlar.
Şu anda odamıza kayıtlı çok sayıda maden mühendisi deprem bölgesinde görev yapıyor.
Biz de bu konuda yönetim kurulu üyemiz Levent Yağcı’yı deprem bölgesine gönderdik.
Gelen ihbarları oradaki mühendis arkadaşlarımıza ileterek koordinasyonu sağlıyoruz.
Madenciler depremin ilk olduğu andan itibaren orada olmalıydılar. Biz depremin ilk günü TTK’dan 84 madencinin yola çıktığını ancak deprem bölgesine ulaşamadığını öğrendik.
Bu sayı en başında 84 değil 1084 ve 2084 olmalıydı.
Maden işçileri en başta deprem bölgesine intikal ettirilmeliydi.
Sadece Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndaki madenciler değil Türkiye’deki tüm maden şirketlerindeki madenciler deprem bölgesine intikal ettirilmeliydi.
Çünkü bu işte bilgi birikimi olan, sahada üretebilen kendini oradaki şartlara göre adapte edebilen ve geliştirebilen madencilerdir. AFAD olmalıydı ama bu depremde AFAD çok geride kaldı” dedi.