MFA Maske İş Güvenliği Medikal A.Ş tarafından konu ile ilgili yapılan açıklamada; “TÜBİTAK MAM ve MFA Maske işbirliği ile %100 yerli imkanlarla üretilecek “Oksijenli Ferdi Kurtarıcı Maske” üretiminde tarihi bir eşiği daha geride bıraktık.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü Laboratuvarlarında, oksijenli ferdi kurtarıcı maskemizde kullanacağımız kimyasal madde performans testlerimizi başarıyla gerçekleştirdik.
30 dakikada yüzde 21’in altına düşmemesi gereken oksijen seviyemiz 50. Dakikada yüzde 32 seviyesinde oksijen üretmeye devam ederken, çok düşük nefes direnci ve 50. dakikada ortalama 35 derecelik sıcaklık ile ortaya koyduğu muhteşem performans yüzleri güldürdü.
Kritik Ar-Ge eşiğini geçtiğimizi düşündüğümüz bu stratejik ürünü, Cumhuriyetimizin 100. Yılında, AB tip onay test ve belgeleri tamamlanmış ve en mükemmel şekilde Türkiye’ye kazandırmak için heyecanlı ve kararlıyız. Bu vesileyle iş ortağımız TÜBİTAK MAM yetkililerine ve test kabiliyetlerini bizlere açan TTK yetkililerine teşekkür ederiz”denildi.
18 AY ÖNCE MÜJDEYİ VERMİŞLERDİ
MFA Genel Müdürü Fatih Furtun, 25 Kasım 2021 tarihinde oksijenli ferdi kurtarıcı denilen Türkiye'de ağırlıklı madencilerin kullandığı kaçış maskeleriyle ilgili bir çalışma başlattıklarını söylemişti.
Fatih Furtun şöyle demişti: "Şu anda bu ürünü dünyada 3-4 üretici üretiyor. Oldukça stratejik ve önemli ürünler kategorisinde. Oksijenin bulunmadığı patlama anlarında 30 ve 60 dakikalık versiyonları olan ve çalışanların bulundukları ortamdan güvenli ortama kaçmalarını sağlayan bir cihaz bu. Bu cihazı inşallah 18 ay sonunda Avrupa C belgeleri de alınmış şekilde piyasaya sunmayı hedefliyoruz. Bizim için de oldukça heyecan verici. Soma Maden faciasının hemen sonrasında TÜBİTAK bir çalışma yaptı. 'Bunu yerli ve milli imkanlarla nasıl üretebilir, madencilerin güvenliğini nasıl sağlayabiliriz?' diye. Yıllar içerisinde yaptıkları çalışmalarla içerisindeki kimyasal düzeneğin çalışmasını laboratuvar ortamında tamamladılar. Daha sonra bizimle yapılan görüşmelerde artık bunun nihai ürün haline geçmesi, saha çalışmalarının yapılmasıyla ilgili neler yapabileceğimiz üzerine görüştük ve ortak bir anlaşmaya imza attık. TÜBİTAK'ın geliştirmiş olduğu bu teknolojiyi biz artık seri ürün bazında nasıl yapabiliriz, bunun çalışmalarına başlamış durumdayız. Örneğin madende, uçakta, deniz altında ya da farklı alanlarda oksijenin bittiği anda riske girebileceğiniz yerlerde hava beslemeli sistemleri kullanamıyorsunuz. Bu teknolojilerin ise kendi içerisindeki kimyasaldan kaynaklı oksijen ürettiği için güvenlik anlamında daha üst düzeyde güvenliği var ve saklama ömrü olarak 10 yıla kadar süren, kenarda bekletebileceğiniz bir oksijen kaynağı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla kullanım alanları çok geniş. Sivil kullanımda, maden kullanımında, savunma sanayiinde çok farklı alanlarda kullanımı olan stratejik bir ürün.”